NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سَعِيدٍ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَكْمَلُ
الْمُؤْمِنِينَ
إِيمَانًا
أَحْسَنُهُمْ
خُلُقًا
Ebu Hureyre'den (rivayet
edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"Mu'minlerin iman
bakımından en olgun olanları ahlâk bakımından en güzel olanlarıdır."
İzah:
Buhari, edeb; Tirmîzî.
redâ, îman; İbn Mace, zühd: Dârimi, rikak; Ahmed b. Hanbel. II, 185, 250, 369.
403. 467. 469. 472. 403. 481. 527; V, 89. 99; VI, 47, 99.
Ahlâk, huy demektir.
Ahlâk-ı hamide (iyi huy) ve "ahlâk-ı zemime" (kötü huy) olmak üzere
iki kısma ayrılır. Ahlak-ı hamîde sıkıntı ve musibetlere sabretmek, eza ve
cefalara tahammül etmek, insanlara iyilik etmek, sevgi beslemek şefkat ve
merhametli olmak gibi enbiyâ, evliya ve sahillerin huylarıdır.
Ahlâk-ı zemîme, ise bu
huyların tersi olan huylardır. Hasan-ı Basri (r.a.)'nin açıklamasına göre;
güzel ahlakın aslı insanlara iyi muamele etmek, insanların sıkıntılarım
gidermeye çalışmak ve güler yüzlü olmaktır. Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif
güzel ahlakın kuvvetli bir imanın mahsulü olduğunu ve ahlak güzelliğinin imanın
derece ve kuvveti nisbetinde arttığını ifade etmektedir ki, bu imanın
derecesinin de insandan insana değiştiği, hatta her şahısta zaman zaman artıp
eksilmeler olabileceği anlamına gelir. Hadisin bab başlığıyla ilgisi de
burasıdır.